Biz Düzceliler olarak futbolu seviyoruz. Spor dalları arasında açık ara olarak futbola yöneliyoruz.
Özellikle Düzcespor’un profesyonel takımını bir kenara koyarak söylüyorum, hem amatör futbolda hem de zevkine halı sahalarda burası kadar futbol oynanan bir şehir sanırım ki birkaç tane vardır. Dolayısıyla Düzceliler futbolu bilir. Hem de çok çok bilir.
Deprem öncesi Düzce ilçeyken Bolu ile arasında her alanda olduğu gibi amatör futbolda da büyük bir rekabet vardı. Anılarımı tazelediğimde Bolu grubundaki takımlara takviye olarak Kaynaşlı takımları hatta ve hatta bazı Düzce merkez takımları grup maçlarını Bolu’da oynarlardı. Keza Akçakoca’nın şu anki durumdan daha çok amatör takımı liglerde yer alırdı.
Düzce’de ise merkez ve şu anki ilçe takımları ve köy takımları Bolu merkezinin sayı olarak iki üç katı takımla liglerde mücadele ederlerdi.
Neticede Düzce’nin İl olması ile hatırladığım kadarıyla 49 takım Düzce İlinde 12 takım Bolu’da kalmış ve Bolu amatör kümesi önemini yitirmişti.
Peki Düzce öyle mi? Zaten hali hazırda 49 takımı vardı ve rahatlıkla liglerimizi oluşturduk. Taban birliklerimizi kurduk ve Düzce’de amatör futbolu deprem sonrası hemen bir çırpıda düzene soktuk.
Belki çok iddaalı bir söylem olacak ama, deprem sonrası en düzenli bir şekilde kurumlarını oluşturarak ve taban birliklerini kurarak icraatlarını yapan camia “amatör futbol” camiasıdır. Ve bu camia sadece amatör futboldaki rekabeti tekrar canlandırmakla kalmamış, deprem sonrası çocukların ve gençlerin yanı sıra çoğu ailenin de rehabilitasyonuna ve hayata dönme çabasına olumlu katkı sağlamıştır.
Bir taraftan Düzcesporumuz’un Amatör Küme’ye düşmesi, bir taraftan da diğer takımların belli bir seviyeye yükselmesi amacıyla “Süper Amatör Lig” kuruldu. Çok kaliteli ve çekişmeli sezonlar yaşandı. Ancak 2011-2012 sezonunda BAL’ın kurulmasıyla bence Düzce Süper Amatör Küme maçları eski kalitesini yitirdi. Çünkü amatör futbolda söz sahibi olan takımlarımız BAL’da yer alınca ve kaliteli oyuncular da BAL’ı tercih edince yerel liglerde kalite biraz azalmıştı.
Zamanla maalesef popülist uygulamalarla süper amatör lig takım sayıları 10'dan 12'ye ve nihayet 14'e çıkınca son sezonlarda örnekleri çok yaşanan lige katılmama ve ligden çekilme gibi olaylar çoğaldı. Çünkü bir hevesle alt liglerden süper amatöre çıkan takımlar hem maddi olarak artan yüke ve kaliteli oyuncu bulamamanın sıkıntısıyla lige erken havlu atar oldular. Buna mukabil maçlarda çıkan nahoş olaylar arttı. Çareyi düşünmesi gerekenlere sesleniyorum. Artık bazı önlemleri almanın zamanıdır.
Düzce’de amatör futbolun belli bir seviyeye gelmesi için, liglere çıkma ve küme düşme durumlarının ilgili futbol taban birlikleri kendi aralarında görüş alışverişi yapılarak en üst ligimiz olan süper amatör küme başta olmak üzere yeniden düzenlenmesinin hayırlı bir iş olacağını düşünüyorum. Altyapı liglerine katılım sağlayan ve sezonu tamamlayan özellikle gençlik kulüplerine maddi yardımın yanı sıra malzeme yardımlarının en üst düzeyde yapılmasını tavsiye ediyorum. Gerekirse bu altyapı takımlarında görev yapacak antrenörlere diğer illerde örnekleri olan “Halk Eğitim Merkezi” kanalıyla ücret ödenmesi gerektiğini, ancak spordaki en önemli kuralın “centilmenlik” olduğunu ön plana çıkaran antrenörlere bu yardımların yapılmasını özellikle savunuyorum.
Takımlarımızın rahat bir ortamda tam saha çalışmaları şeklinde idman yapmalarını sağlamak amacıyla Nurettin Zafer Sahası ile Şıralık Sahası'nın bulunduğu iki mevki arasına belirlenecek bir güzergaha dolmuş veya şehir içi otobüs seferlerinin konulmasının yararlı olacağını düşünüyorum.
Sonuç olarak çocuklara ve gençlere imkan sağlanırsa geleceğimize güzel bir yatırım yaptığımız ileride görülecektir. Başa dönersek bu yatırımlar sayesinde insan kaynağı bakımından Düzcespor’a da katkı sağlayacağımız açıktır.